28 Kasım 2011 Pazartesi

Günlerden pazartesi olmuş baksana.

Bugün her zamankinden daha da aydınlıktı ortalık... Mor perdeden içeriye süzülüp,yüzüme düşen ışık ilk defa bugün beni rahatsız etmemişti. Normalde aralık bırakılıp, içeri sızan ışık yüzüme çarptığında ne çok sinirlenir, güne kötü başlardım ben halbuki. Ama öyle olmadı bugün. Uyandığımda mutluydum, kalkıp biraz su içtim, terliklerimi giyip,ellerimi yatağıma koyup etrafa bakındım. Aklımdan bir çok şey akıp geçti ama kendimi dinlemedim, o düşünceleri ben düşünmemiş gibi davrandım. ''Bugün benim günüm olacak'' dedim kendi kendime. Saate bakmak için telefonuma uzandım, saat 11.00'di. Güne geç kalmış sayılmam diyerek elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Aynaya bakarak seninle ilk görüşeceğimiz zamanda neler söyleyeceğimin provasını yaptım, her ayna karşısına geçtiğimde konuşmalar içimden akıyor gidiyor, soruları, cevapları, konuşmaları da ben yaratıyorum.Hep kurduğum gibi kalıyor aman diyip kendime baktım ''büyüyorum'' diyip yüzüme dokundum, gülümsedim, saçlarımı topladım sevdiğim gibi, yüzüme soğuk suyu çarptıkça kendime geldim, gidilecek kahvaltıya hazırdım. Uzun süren muhabbetlerle kahvaltı yaptığımda bakıyorum ki ben aslında hiçbir şey yemiyorum, sebebi belli, çene yapmaktan, orayla burayla uğraşmaktan, gülmekten... Ama o kahvaltıların tadı yine de bambaşka oluyor. Bazen Eskişehir'den uzaklaşmayı çok istiyorum ama burada o kadar çok özlemini duyacağım şey var ki... Dostlarla yaptığım kahvaltıları nasıl özlemem hele...
Kahvaltıdan sonra muhabbet biter mi bitmez, dönülür bir güzel kahvaltıdan bu sefer de çay demlenir, koyu bir muahbbete kalındığı yerden devam edilir. Dostlarım iyiki yanımdalar, onları öyle çok özleyeceğim ki, okul bitince, şimdiden sımsıkı sarılıyorum onlara...

Bugün kendime bir güzellik yapmak için oturdum bide güzel bir Ashton Kutcher filmi olan ''Çapkın''ını izledim, beğendim. Beni en çok etkileyen sahne kesinlikle sona doğru yaklaşırken gerçekleşen sahnelerden biriydi ve fonda çalan şarkıyla beraber ağladığımı söylemesem olurdu hani değil mi?
Filmi bitti beni yine düşünceler sardı, ağlamaya devam etmemek, düşünmemek adına elimden geleni yapmak için Pucca kitabımı okumaya devam edeyim dedim, onu da okurken 169-177 arası koptum, hüsran üstüne hüsran. 
Ben iyisi bir hava almaya çıkayım dedim, nefes almak adına dışarı çıktım, acıktığımı fark edince dışarıda karnımı doyurdum. 
Yanımda arkadaşım vardı ona içimden gelenleri anlatmaya devam ederken,bir yandan da kendi kendime başka şeyler düşünmeye başladım. Belki bana anlatmaya çalıştığı şeyleri bile tam olarak dinleyemedim. Üzgünüm Sevgili arkadaşım, umarım bunları okurken affedersin beni.
Bugün günlerden Pazartesiydi, ve bende güzel geçmesi için elimden geleni yaptım. 
Bugün benim günümün şarkısı. 
Hafta başına güzel başladığımı düşünürsem, böyle gideceğini düşünebilirim değil mi? 

0 yorum:

Yorum Gönder