15 Aralık 2011 Perşembe

Yeniden,yine ben!

Uçları yaşıyorum derken haklıydım bence.Bir iyiyim, bir iyi değilim derken zaman nasıl da geçmiş.Aralık oldu aylardan, bitiyor bile 2011 baksana.
En son bir şeyler yazarken nerede kaldığımı hatırlamıyorum, çok şey oldu diyebilirim ama. Genel olarak olumlu sonuçlar aldım,şu anda kafam rahat en azından. Sınavlarımdan bir tanesi hariç hepsinden güzel bir sonuç aldım. Bende böyle bir şey var, 4 yıldır diyeyim daha doğrusu. İnsanlar normalde iyi notlar aldığında daha da hırs yaparlar daha da iyi olması için değil mi? Ben ise tam tersi, iyi notlar aldığımda kendime öyle bir güven geliyor ki size anlatamam. Uçuyorum desem kendimi daha iyi ifade edebilmiş olabilirim sanırım. Tabiki bu yüzden düşüşüm bir o kadar hızlı oluyor. Yaramıyor bana iyi not almak diyebilirim nedendir bilmiyorum. Dedim ya 4 senedir hep böyle oluyor, finaller yaklaşıyor, her şeyi batırmam an meselesidir benden şimdiden söylemesi... Şimdi ders konusunu geçiyorum hemen...
Evet çok zor zamanlar geçirdim ama bu geçen kötü zamanı atlatabilmem için çok yakın arkadaşlarım hep yanımda oldular. Aslında en kendime geldiğimi hissettiğim gün geçen Pazar'dı. Aslında yazımı o gün yazacaktım ama  kadar yorgundum ki, uzanmıştım dinlenmek için, uyumuş gitmişim ben tabi. Pazar günü kahvaltılarımız meşhurdur. Geç uyansak bile, kalkar gider kahvaltımızı yapar, kahvaltı ardından taze çaylarımız muhabbet eşliğinde keyifle yudumlanır. Yine güne böyle başladık. Odamıza geldikten sonra, Hülya bir fikir ortaya attı. ''Dışarı çıksak mı ki'' diye. Ben hiç oralı olmadım en başta, zor geliyor bana üşengecim yani,anlatabiliyor muyum? Düşündüm bir an ''Gidelim tamam'' dedim. Tabiki Müge'yi de baştan çıkarıp ikna ettik.Hazırlanmaya başladık. En başta düşüncemiz; dışarıya kahve içmeye çıkmaktı. E tabi 3 bayan dışarıya çıkacak ve gezmeyecek mağaza mağaza böyle bir dünya yok yani doğal olarak. Biz bir bıraktık kendimizi Çarşı durağından Doktorlara doğru girmediğimiz mağaza, bakmadığımız şey kalmamış olmalı. Biraz acıkıp,karnımızı doyurduktan sonra, durmadık yolumuza devam ettik. İstikamet Espark yönündeydi. Orada da aynı şekilde sevdiğimiz bütün mağazaları dolaştık. Saate bakalım dedik, baktığımızda zamanın nasıl güzel geçtiğini bile anlamamıştık. Tabi biz o arada birbirinden güzel o kadar güzel fotoğraflar çekindik ki. Hepsi birer anı, doyamıyorum zaten dönüp dönüp bakıyorum. Zamanın geçtiğini anlayamamışken artık bir dinlenelim, oturalım bir yerlere dedik. Kendimizi Kahve Diyarı'nda bulduk.
Türk Kahvesi siparişlerimizi verdik, sıra Hülya'yı fal bakması için ikna etmeye gelmişti, onu da ben ikna etmeyi başardım,kendince bir yemini vardı da. Kahve falımıza da bakındı, söylenenler tuhaftı,aklımın bir köşesine yazdım hepsini aman benimki de fala inanma falsız kalma durumu... Orada da muhabbetimize muhabbet katıp sonrasında yurdumuza geçmeye karar verdik. 
Sıra en zor şeye gelmişti o da 37 numarayı beklemek.. Neyse ki benim ve Müge'nin şanslılığı birleşip, Hülya'nın şanssızlığını safdışı bıraktık. 
O ara gerek yorgunluğum gerek tek başıma oturup,camdan dışarıyı izlediğim için bizim kızların muhabbetin geri kaldım, inince de kendimi yatağımın sevgili kollarına bıraktım,uyuyakalmışım...
O gün dedim ya kendime geldim gerçekten bana o kadar iyi geldi ki, uzun zamandır cesaret edip dışarı çıkamamıştım hem de canım istememişti. Biraz nefes almak, biraz oyalanmak acımı hafifletti.Sabah uyandığımda da huzurlu uyandığımı fark ettim...
Keşke daha önce böyle bir şey yapsaymışım dedim kendi kendime aynaya bakarken, her zaman birbirinin kopyası olan günler insanı yoruyormuş bunu fark ettim...
Ama hala yapmam gereken bir ödev, okunacak bir kitap ve yazılacak bir tez önerisi gerçeği varken görüyorsun ki hala boş işler peşindeyim, kaçtım ben!

1 yorum:

görünen isim dedi ki...

Merhaba ben Hülya;
Aslında böyle durumlarda pek yorum yapmayı becerebilen biri değilimdir,fakat böyle güzel günü anlatan canımı da yalnız bırakmak mı işte bu asla.
Anılar paylaşıldıkça ve bunu paylaşmaya değer insanları bulduğunda güzeldir ya işte ben bu şansa sahip olan kişilerdenim.En salak anlarımızdan en anlamlı zamanlarımıza ben hepsini seviyorum.Boş işler peşinde olan ve ayrıca oda arkadaşım olan şahsiyet yapacak bir şey yok değişemiyor işte boş ama güzel işler peşinde...Şimdi sözlerime burada son verirkene seni çok sevdiğimi yinelemek tekrar tekrar söylemek istiyorum gerizekalı olabilirsin boş işler peşinde de olabilirsin ama her halinle her anınla iyisin teşekkür ederim.

Yorum Gönder